Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14773 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4116 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/104077MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/12/2010NUMARASI : 2010/433 (E) ve 2010/728 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; katılanın kendisine ait laptopunu satmak için internet ortamında satış ilanı verdiği, sanık İlknur'un telefonla kendisini arayıp laptopa müşteri olduğu, aralarında randevulaşarak sanık İlknur'un Keçiören'deki iş yerinde buluştukları, sanığın bilgisayarı görüp beğendiği ancak yanında nakit olmadığını söyleyerek senet vermek istediğini beyan ettiği, katılanın da bunu kabul etmesi üzerine 1000 TL bedelli senedi katılana vererek bilgisayarı aldığı, ertesi gün katılanın satış bedelini istemek için sanığı aradığında sanığın aile bireylerinden birinin hasta olduğunu, şehir dışında bulunduğu şeklinde oyalayıcı mahiyette beyanlarda bulunduğu, sanığın baştan beri ödememe kastıyla hareket ederek hileli hareketlerle katılanın bilgisayarını aldığı sanığın tevelli ikrarı, katılanın beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmasına karşın sanık hakkında beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.