Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1475 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24215 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkDolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dosya kapsamına göre, sanık ...... suç tarihinden önce ................. birlikte askerlik yaptığı .......... ikamet eden arkadaşı tanık ........... telefonla arayarak, dedesinin kardeşinin eski evini yıkarken bir miktar altın bulduğunu, bunları satmak istediğini söylediği, bunun üzerine ............ babası katılana durumu anlatıp ........ gidip altınlara bakmasını istediği, oğlunun verdiği cep telefonu ile bağlantı sağlayan katılanın ......... gelerek ........ çarşısı önünde kendini ...... olarak tanıtan bir kişi ile buluştuğu, bu şahsın telefonla bir yerleri aradıktan sonra ..... çarşısının arka tarafına gelen bir şahsın getirdiği altınlardan ikisini bu şahsın 500 TL karşılığı katılana verdiği, ...... dönen katılanın numune olarak aldığı altınların 22 ayar altın olup tanesinin 200-250 TL değerinde olduğunu öğrenince olay günü eşi ile birlikte ....... geldiği, 12.30 sıralarında ..... çarşısı önünde aynı şahısla buluştuğu, sanıkların altınların ablasının evinde bulunduğunu söylemesi üzerine birlikte ............... geldikleri burada katılanın getirdiği 5.750 TL'yi alan bulunamayan diğer sanıkların altınları getireceğini söyleyip araçtan inerek ara sokağa girdiği, bir süre sonra katılanı telefonla arayarak "boşuna bekleyip durma, bizim işimiz bu, işimiz bitti, memleketine dön" diyerek telefonu kapattığı, dolandırıldığını anlayan katılanın şikayetçi olduğu, ....... olarak tanıtan şahısla birlikte hareket eden ve asker arkadaşı ..... vasıtası ile babası olan katılanı yönlendiren sanık ...... üzerine atılı suçu işlediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “300 gün”, ve “6.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, ve “100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.