Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14746 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3553 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2011/310891MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/04/2011NUMARASI : 2010/273 (E) ve 2011/166 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sigorta edenin dolandırılması, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Suçun oluşması için, sigorta bedelini almak üzere, zararın gerçekleştiğini ileri sürerek bu bedeli sahte işlem ve belgelerle almaları yada almaya kalkışmaları gerekir. Olayla ilgili belgeler sigorta kurumuna sunulmadıkça suçun icra hareketleri başlamaz. Failin sigortalı malını, sigorta bedelini almak için tahrip etmesi, yakması,bozması, yok etmesi kandırmaya yönelik ağır yalandır ve hiledir. Bu şekilde sigorta bedelinin alınması halinde dolandırıcılık suçu oluşur. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez. Sigortanın türü de önemli değildir. Mal veya yaşam sigortası mali sorumluluk sigortası vb. olabilir. Yanıltıcı uygulamaların sadece araç sigortalarında değil, bedeni hasarlar da dâhil olmak üzere her tür sigorta alanında yapıldığı, sigorta şirketinin sözleşme şartları çerçevesinde ödememesi gereken bir hasarı ödetmek amacıyla sigorta şirketine bilerek yanlış bilgi verilmesi veya önemli bir hususun gizlenmesi ya da sigorta süresi içerisinde kasıtlı olarak bir hasara sebep olunması veya hasarın miktarının olduğundan fazla gösterilmesi suretiyle yarar sağlanması şeklinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.Somut olayda; S.. G.. adına kayıtlı sanıkların haricen satın aldıkları Güneş Sigortaya sigortalanmış 34 A.. plakalı 2004 model peogaut marka minibüsün gerçekte hırsızlık olayı olmamasına rağmen, park halinde iken geceleyin belirsiz bir saatte çalındığının sanıklar tarafından kolluğa bildirilip katılan sigorta şirketinden kasko bedelinin alındığı, sonrasında aracın çalınmadığı, sanıklar tarafından saklandığının belirlendiği iddia olunan olayda, sanıklar hakkında aynı tarihte ele geçirilen diğer araçla ilgili olarak Üsküdar 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/407 esas dosyası ile yargılama yapıldığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi açısından sanıklar hakkında Üsküdar 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/407 esas dosyasının getirilip incelenerek delil niteliğindeki belgelerinde dosya içerisine alınmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verildi. Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğudan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.