Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14718 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 715 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdırSomut olayda; sanığın, şikayetçinin kızına ait olan evi kiralamak için şikayetçi ile irtibata geçtiği, evi tutmak üzere daireye baktığı, kendi isminin ... olduğunu söyleyip şikayetçinin telefon numarasını aldığı, olay günü de şikayetçiyi arayarak apartmanın önünde bulunduğunu söylediği, şikayetçinin kiralık eve geldikten sonra sanığın kendi kardeşini bankaya gönderdiğini, bankadan geldikten sonra kira sözleşmesini yapacaklarını, eşyaları getirmiş olduğu araca para vereceğini bildirerek 100 TL istediği, şikayetçinin parayı sanığa verdiği, ancak sanığın parayı aldıktan sonra ortadan kaybolduğu, bu suretle atılı dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümdeki "45 gün", “15 gün” ve "300,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", “1 gün” ve "20,00 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.