Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14667 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 564 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/32435MAHKEMESİ : İzmir 21. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2009/1359 (E) ve 2010/425 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılana ait şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı süre zarfında müşterilerden tahsil ettiği şirkete ait paraları şirket veznesine yatırmayıp kendi özel işlerinde harcadığı olayda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın çalıştığı dönem zarfında birçok kez tahsil ettiği paraları harcadığını kabul etmesi karşısında, bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün birden fazla ihlal ettiğinden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayin edilmesi,Kabule göre de; 1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,2-Sanık hakkında hükmolunan gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesi yanında aynı kanunun 50/1-a maddesinin de gösterilmesi Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.