MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suça sürüklenen çocuğun katılanın ortak olduğu markette kasiyer olarak 12 saatlik vardiya sistemi ile çalıştığı, müşterilerin fişlerini aldığı ürünleri kasadan geçirip ücretlerini aldığı, bilahare akşamları sorumlu müdüre fişleri karşılığında ücretin sorumlu mağaza sahibine teslim edildiği ancak, çalıştığı dönem zarfında tahsil ettiği para karşılığı düzenlenen fişlerin bir kısmına iade fişleri düzenlenmek suretiyle iptal edilen fişler nedeni ile belli miktarda parayı üzerinde tutup iade etmediği olayda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, 2-5275 sayılı CGİK'nın 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "365 gün", "456 gün", “304 gün”, “253 gün” ve " 5000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", “6 gün”, “4 gün”, "3 gün" ve "60 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi, hükmün ilgili kısımlarından "taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.