Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14638 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 730 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/13627MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/05/2010NUMARASI : 2008/476 (E) ve 2010/522 (K)Suç : Güveni kötüye kulanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılan M.. Ç..’in işletmiş olduğu otomotive giderek B.. T..'ye ait 33 E... plakalı otomobili kiralayan sanığın, kira sözleşmesinin sonunda aracı teslim etmediğinin iddia edildiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Suça konu aracın sanığa ifa ettiği meslek veya hizmet dolayısıyla tevdi edilmemiş olması nedeni ile TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğu gözetilmeden, yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olarak kabulü ile aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince hüküm kurulması, Kabule göre de; 2-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.