Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14636 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 725 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/216MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/04/2010NUMARASI : 2007/1273 (E) ve 2010/311 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılana ait benzinlikte pompacı olarak çalıştığı sırada tahsil etmiş olduğu 17,588.00 TL’yi şirket yönetimine vermeyerek tanıklar İbrahim, Kasım, Halil, Yusuf ve Hasan’a olan borçlarını karşılamak üzere bir kısmını dağıttığı anlaşıldığından, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın tahsil edip de şirkete vermesi gereken paradan tanıklara olan borcunu ödemesinden sonra durumun anlaşılması üzerine tanıkların parayı şirkete iade etmelerinin sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinin uygulanmasını gerektirmeyeceğinden sanığın etkin pişmanlık gösterdiğinden söz edilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu yönden bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,2- Sanık müdafiinin lehe olan hükümlerin uygulanması talebi üzerine verilen kısa süreli hapis cezasının TCK 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlarından birine çevrilip çevrilmeyeceği hususlarında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.