Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14630 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 832 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 11 - 2010/305679MAHKEMESİ : Niğde 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/05/2010NUMARASI : 2010/18 (E) ve 2010/431 (K)Suç : Dolandırıcılık, hırsızlıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Olay günü arkadaşı olan tanık M.. Ö..'ın bankaya olan borcunu ödemek amacıyla adı belirtilen bankaya gelen katılan U.. A..'ın yanına yaklaşan sanığın, katılana ''Sefa beni aradı, parayı ben yatıracağım parayı sen bana ver, sen benim gönderdiğim yere git sana 6500 TL para verecekler, parayı al ve bana getir'' şeklinde söylemesi üzerine bu duruma aldanan katılanı dışarıya çıkarıp, bir başka yere göndererek borcunu ödemek amacıyla arkadaşı tarafından verilen parayı elinden aldığı, ayrıca bu sırada katılanın telefonunun çalması üzerine, katılandan ''ben telefonuna cevap veririm'' şeklinde söyleyerek katılandan telefonunu da almak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın; katılana yönelik bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen hileli hareketler sonucunda katılandan hem parasını hem de cep telefonunu aynı suç işleme kararının icrası kapsamında alarak haksız menfaat temin etmesi şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin müteselsilen dolandırıcılık suçunu oluşturacağı ve sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 157/1 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanığın ayrıca hırsızlık suçundan da mahkumiyetine karar verilerek fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.