Tebliğname No : 11 - 2011/35328MAHKEMESİ : Gaziantep 14. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/06/2010NUMARASI : 2009/1597 (E) ve 2010/889 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanıkların daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum oldukları anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’un 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Dayı ve yeğen olan sanıkların, çalıntı olduğu sonradan anlaşılan 51 E... plakalı kamyonla nakliyecilik yaptıkları, bu amaçla sanık Avşar'ın, nakliye komisyonculuğu yapan müştekiye müracaat ederek Kilis'te bulunan A.. P..isimli kişinin soğan yükünü Malatya'ya götürmek üzere anlaştığı, her iki sanığın soğanları teslim fişine istinaden araçlarına yüklettikten sonra teslim yerine götürmeyerek, Niğde ilinde bulunan ve sebze meyve komisyonculuğu yapan tanık K.. Ö..‘e sattıkları, sanıkların yakalandıklarında suçu birbirlerinin üzerlerine attıkları, bu şekilde sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık, müşteki ve tanık beyanları, teslim fişi, yakalama tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanıkların yakalandıktan sonra, malları sattıkları yeri kendi rızalarıyla kolluk kuvvetine bildirdikleri, malların bir kısmının, 08/08/2007 tarihinde ve soruşturma aşamasında müştekiye teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, müştekiye, 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında, bu kısmi ödemeye rızası olup olmadığının sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Sanıklar hakkında; 5237 sayılı TCK 'nın 155/2 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi,3-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,4-Sanık Avşar'ın adli sicil kaydında bulunan 14/06/2007 kesinleşme tarihli Niğde Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2007/713-781 E.K sayılı mahkumiyet hükmünün, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 5219 sayılı Kanun'un 3-B maddesi ile değişik 1412 sayılı CMUK’nın 305/1. maddesi gereğince kesin hüküm niteliğinde olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, sanığın mükerrir sayılarak cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.