Tebliğname No : 11 - 2011/12589MAHKEMESİ : Konya 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/04/2010NUMARASI : 2009/2 (E) ve 2010/141 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanık F.. U..’ın eczacı olduğu ve yanında sanık M.. T..’ın kalfa olarak çalıştığı, sanıkların iş ve fikir birliği içinde, bilgisayar ortamında E.. K.., S.. E.., H..Y.., Ş.. Ü.., M.. K..,S.. K.., H.. Ç.., A.. B.., Y.. E.. ve Ş.. K.. adlı hayali hastalar adına reçeteler çıkartıp, toplamda 11.616,37 TL’lik ilaç bedelini Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura ederek,bedelini almak istedikleri, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-Sanık F.. U.. hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,Sanığın atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil olmadığı anlaşılmakla, hakkında verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık M.. T.. hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,Suç vasfının doğru belirlenmesine rağmen uygulama maddesinin TCK'nın 158/1-e maddesi yerine TCK’nın 158/1-f maddesi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.Sanıklar ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre yüklenen suçların sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;İddianamede 11.616,37 TL’lik işlem dava konusu edildiğinden, bahse konu faturalar 05.10.2007 tarih 47536 Evrak, 30.09.2007 tarih 019812 no'lu fatura ve 1183702 döküm numaralı koli ile katılan kuruma ibraz edilerek tahakkuku sağlandığı anlaşılmakla aynı koli ile aynı anda ibraz edilen ve bu ibraza ilişkin yapılan tahakkuk nedeniyle olayda TCK’nın 43. maddesi anlamında teselsül hükümlerinin oluşmadığının gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık Mehmet müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.