Tebliğname No : 15 - 2013/268996MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa Çocuk MahkemesiTARİHİ : 05/07/2012NUMARASI : 2010/1219 (E) ve 2012/714 (K)SUÇ : Nitelikli mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnmeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. 5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265. maddesi ile düzenlenen;“Görevini Yaptırmamak İçin Direnme”suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse,fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.Olay günü Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından ayrı bir yargılamaya konu olan F.. U..'un yapılan üst araması sırasında, suça sürüklenen çocukların görevli polis memurlarına hitaben ''yürüyün gidin lan'' şeklinde sözler söyleyerek F.. U..'un ekip aracına alınmasına engel oldukları ve ayrıca söz konusu ekip aracına zarar verdiklerinin iddia edildiği olayda; 1- Tüm dosya kapsamına göre; sanıkların tüm aşamalarda polis memurlarına yönelik direnme niteliğinde herhangi bir eylemde bulunmadıklarını ve söz konusu araca zarar vermediklerini savunmaları karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; olayın nasıl meydana geldiğine ilişkin polis memurlarınca tanzim edilen olay tutanağı ile yargılama konusu olan 34 A 79186 plakalı resmi ekip aracının zarar görüğüne dair görgü tespit tutanağının yargılama dosyasına eklenmesi ve ayrıca olay tutanağı altında imzası bulunan polis memurlarının duruşmaya çağrılıp ayrıntılı olarak ifadelerinin alınmasından sonra toplanan deliller ışığında, suça sürüklenen çocukların hukuk durumları değerlendirilerek polis memurlarına yönelik ve görevlerini yapmalarına engel olacak nitelikteki cebir veya tehdit eylemlerini ne şekilde gerçekleştirdiklerinin belirlenmesi, polis aracına ne şekilde zarar verdiklerinin net bir şekilde açıklığa kavuşturulması, yargılama konusu eylemlerin toplanan deliller ile ilişkilendirilerek denetime olanak verecek şekilde gerekçeli kararda tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; suça sürüklenen çocuk A.. T.. hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 265/1.maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçundan kamu davası açılmasına rağmen ek savunma hakkı tanınmadan suça sürüklenen hakkında aynı kanun maddesinin nitelikli hali olan 265/3.maddesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesine muhalefet edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.