Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14539 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 503 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın 05/05/2009 tarihinde alışveriş yapmakta olan katılan ...'nin yanına giderek "çok yakınım birisi vefa etti, fakirlere para dağıtacağız” diye söyleyince sanığa inanan katılanın, kardeşinin durumunun iyi olmadığını söylediğinde, sanığın tomar halinde parayı çıkartıp göstererek “sendeki değerli bir şeyin okunup sana vereceğimiz bu paranın birlikte devri gerekir” diye söylemekle katılanın kolundan çıkarttığı bileziği sanığa vermesiyle sanık “karşı evden okutup geliyorum” diye olay yerinden ayrılmış, sanık 06/05/2009 tarihinde bankadan para çekmiş yürümekte olan katılan ...'nın yanına gelerek “ben Arçelikte çalışıyorum adım ... beni tanıdın mı” dediği, katılan tanımadım deyince babasının vefat ettiğini, hac parasının kendisine kaldığını bunu yetimlere dağıtmak istediğini tanıdığı olup olmadığını sorarak “katılana sendeki paraları çıkar bu paralarla birlikte devir gerekir” diye ikna etmesiyle katılanın cebinden çıkarttığı 2.000 TL'yi alarak kaçmak suretiyle oradan uzaklaşması şeklinde geliştiği iddia edilen olaylarda, sanığın iki ayrı eyleminin basit dolandırıcılık olarak suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın katılan ...'ye karşı dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş, olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Emine'ye karşı eyleminden kurulan hükümde 50 gün, 41 gün, 820 TL ibarelerinin çıkartılarak yerine, 5,gün 4 gün karşılığı adli para cezası; ve 80.,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, ibareleri eklenmek suretiyle, diğer yönleri usül ve yasaya uygun katılan ...'a karşı hükmün DOĞRUDAN, katılan ...'a karşı eyleminden kurulan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.