Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14510 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 367 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/3742MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 3. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/05/2010NUMARASI : 2010/75 (E) ve 2010/1179 (K)Suç : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, dosyada bir sureti bulunan sözleşme ile 21.10.2009 tarihinden itibaren üç gün süreyle katılandan suça konu aracı kiralayıp bedelini ödediği, sözleşmenin bitiminde aracı iade etmeyerek bir süre daha kullanıp geri getirdiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın sözleşmenin bitiminde telefon açarak katılandan sözleşmenin süresini dört gün daha uzatmak istediğini söylediğini, katılanın bu teklifini kabil ettiğini, uzatma süresi bitince aracı getirip borucunu ödediğini savunması, katılanın da duruşmada verdiği ifadesinde sanığın telefon açarak üç gün daha sözleşmeyi uzatmak istediğini söylediğini, ödemeleri olduğundan uzatma bedelini göndermesini istemesine rağmen, sanığın parayı ödemediği gibi aracı da 10-12 gün sonra teslim ettiğini beyan ettiği, katılanın araç kiralama sözleşmesinin uzatıldığını kabul etmesi ve aracın uzatma süresinden sonra getirildiğini iddia etmesine rağmen şikayet dilekçesinde aracın 28.10.2009 tarihinde yani ilk sözleşme tarihinden 7 gün sonra teslim aldığını söylemesi nedeniyle tarafların arasındaki uyuşmazlığın uzatılan sözleşme bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan hukuki ihtilaf niteliğinde olmasına karşın, oluşa aykırı ve hatalı değerlendirme ile sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;Karar yerinde “takdiren ve teştiden” hüküm kurulacağının belirtilmesine rağmen hapis cezasına alt sınırdan hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.