Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1449 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7504 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanıklar ... ile ...’ın kömür ticareti işi yaptıkları, sanık ...'ın kömür satışı yapan katılan ...’ü telefonla arayarak 20.660 kilogram kömür siparişi verdiği, katılanın iş yerinde çalışan tanık ...’ın kömürü kamyon ile sanığın verdiği adrese teslimat amacıyla götürdüğü, sanıklar ... ve ...’ın kamyonu karşıladıkları ve .... Ürünleri yazılı mandıraya götürerek kömürü boşalttıkları, sanık ...'ın, ...'a katılana teslim edilmek üzere tamamen sahte ve hamiline düzenlenmiş, keşidecisi şirketi olan 4.800 TL bedelli çeki verdiği, çekin bankaya ibrazında sahte olduğunun tespit edildiği, yapılan araştırmada kömür çuvallarının bırakıldıkları yerden nakledilerek suç tarihinde ...’ın eski eşi olan ...'ın iş yerine götürüldüğünün belirlendiği, çek üzerinde yapılan kriminal incelemede, çek üzerindeki tanzim yazıları, keşideci imzası ve ... adına yapılmış ilk cirodaki yazı ve imzanın sanık ... eli ürünü olduğunun tespit edildiği, sanık ...'ın ifadesinde, iş yerinde ele geçirilen kömür çuvallarını sanık ...'dan satın aldığını beyan ettiği, bu suretle sanıkların banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde, Sanık ifadeleri, katılan ve tanık beyanları, ekspertiz raporları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ...'ın üzerine atılı suçlardan beraatine, sanıklar ... ile ...'ın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde, Sanık ifadeleri, katılan ve tanık beyanları, ekspertiz raporları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların mahkumiyetlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Ceza ölçü biriminin Türk Ceza Kanunun 61/6. maddesi hükmünde düzenlendiği; buna göre, "Hapis cezasının süresinin, gün, ay ve yıl olarak belirleneceği, bir gün 24 saat, bir ay 30 gün olduğu, yıl hesabının da resmi takvime göre hesap edileceğinin” belirtildiği, mahkeme tarafından sanıklara 2 yıl 6 ay hapis cezası verildikten sonra, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak belirlenecek cezanın 1 yıl 13 ay olarak belirlenmesi yerine, sanıkların 5 gün aleyhine olacak şekilde 2 yıl 1 ay olarak belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafi ile sanık ...'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, resmi belgede sahtecilik suçunun hapis cezasının uygulanmasına ilişkin olarak “2 yıl 1 ay” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, “1 yıl 13 ay” hapis cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.