Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14468 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 167 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; Katılanın bir internet sitesinden verdiği ilanla ......... niteliklerini haiz 5 adet kullanılmamış telefonunu satışa arzettiğini gören suça sürüklenen çocuğun ilanda verilen telefon numarasını arayıp şikayetçi ile irtibat kurduğunda 6.500 TL'ye alım ve kargo ile teslimat hususlarında mütabakata varıldıktan sonra katılana “... paketi verdiğim adresime gönderilmek üzere kargo şirketine teslim ettiğine dair sözleşme numarasını mesajla bana gönder, ben de paranı verdiğin banka hesabına yatırayım...” diyerek ikna ettiği katılanın, kayınbiraderi ... T. vasıtasıyla 2.63 kg ağırlığındaki paketi ... ...... İrtibat Bürosuna teslim ettirip, sözleşme numarasını mesajla karşı tarafa bildirilmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun vakit kaybetmeksizin ilgili şubeye bizzat gidip paketi teslim almasına rağmen “içinin boş çıktığı” gerekçesiyle anlaşmaya konu parayı katılanın banka hesabına göndermemesi eyleminin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5275 sayılı CGİK'nin 106/4.maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, TCK'nın 52/4.maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının beşinci fıkrasında yer alan “... ve taksitler ödenmediği takdirde hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına (sanık olmadığından ihtarat yapılmadı)” ibaresinin çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.