Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14459 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 151 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Somut olayda; ... ... Caddesi şubesi nezdinde bulunan çek hesabından üretilen ve 1914 doğumlu olup şikayet sonrası 19/05/2006 tarihinde vefat eden şikayetçi ... 05.04.2005 tarihinde banka tarafından teslim edilmiş görünen çek karnesinden, katılanın rızası hilafına boş olarak elinden çıktığı ileri sürülen çek yapraklarından biri olan suça konu hamiline düzenlenmiş 14/10/2005 keşide ve ibraz tarihli 42.000 TL'lik... seri nolu çek yaprağını üçüncü ciranta sıfatıyla adı geçen bankanın ... şubesine ibraz edip anılan miktarı tahsil eden sanığın eylemlerinin "nitelikli dolandırıcılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarını oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamalarında "nitelikli dolandırıcılık" suçu açısından aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir. I) "Resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen "mahkûmiyet" hükmüne yönelen sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, II) "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen "mahkûmiyet" hükmüne yönelen sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli olmakla; adli para cezasının belirlenmesine esas alınacak temel tam gün birim sayısının, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde tespit olunması, bu birim sayısı üzerinden varsa arttırıma ve indirime hükümlerinin tatbiki neticesinde ortaya çıkacak tam gün sayısı ile bir gün karşılığı TCK'nın 52. maddesine göre 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması ile sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınarak karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 saylıı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 2 nolu ana başlığının birinci paragrafında yer alan "84.000 TL" ibaresinin çıkartılıp yerine "4200 GÜN" ibaresi yazılmak ve dördüncü paragrafından önce gelmek üzere "Sanığın, sosyo-ekonomik durumu suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri gibi ölçüler dikkate alınarak bir günü takdiren 20 TL ile çarpılırak 84000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına paragrafı eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANAMASINA, 11/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.