MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Somut olayda, sanığın Rize L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu ve 08/12/2010 tarihinde A3/5 nolu koğuşun 7 nolu iç odasında kaldığı, olay günü odadan dumanlar yükselmesi üzerine cezaevindeki memurların olay yerine geldiği ve sanığın çıkardığı yangını söndürdükleri, yangın sırasında odada bulunan sanığın hastaneye kaldırılarak tedavisinin yapıldığı, yangın sonucunda koğuşta 338 TL zarar meydana geldiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı kamu malına zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; tanıkların ifadeleri, sanığın beyanı, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre O yer C.Savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a ve 62. maddeler gereğince sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, 20 ay hapis cezası verilmek suretiyle fazla ceza tayini,2- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle ve '' TCK 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 20 ay hapis cezası'' ibaresi çıkarılarak, yerine '' TCK 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 1yıl 8 ay hapis cezası'' ibaresinin eklenmesi suretiyle; hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.