Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14378 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3449 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/86311MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/12/2010NUMARASI : 2010/222 (E) ve 2010/540 (K)Suç : DolanıdrııclıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın galericilik yapan sanıktan 15.300 TL bedel karşılığında araç satın aldığı, aracın alındıktan sonra yapılan kontrolünde 72.000 kilometrede olduğunun anlaşıldığı, şikayetçinin bir arızası nedeniyle aracı servise götürdüğü, burada yapılan kontrolde aracın 100.000 kilometrede olduğu, bakımının 2008 yılında yapıldığının anlaşıldığı, sanığın aracın kilometresini değiştirmek suretiyle kendisine haksız yarar sağladığı ve bu eylemiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın aracın kilometresinde oynama yaparak hile yaptığı, bu şekilde katılanın denetim imkanını ortadan kaldırdığı, özel bir bakım sayesinde durumun farkedildiği dikkate alınarak, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile sanığın TCK'nın 157/1 maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.