MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Somut olayda; önceye dayalı husumet nedeni ile sanık ..’ün kullandığı araç ile katılan ...’in aracının önüne çıktığı, ...’in başka yöne dönüp kaçmak isterken arabasına elinde bulunan sopa ile vurarak zarar verdi ve bu şekilde üzerine atılı mala zarar verme suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen di??er temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-5237 sayılı TCK'nın 53/4 maddesindeki "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." düzenlemesi karşısında aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,2-TCK'nın 53/5. fıkrası hükmünün uygulanması için aynı maddenin birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen bir suç bulunması gerektiği, somut olayda belirtilen şartların gerçekleşmediği gözetilmeden TCK'nın 53/5. fıkrasının uygulanması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılıklar aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinde bulunan hak yoksunluğuna ilişkin uygulamaların hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 28/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.