Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14223 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 86 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2010/268327MAHKEMESİ : İzmir 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/02/2010NUMARASI : 2009/200 (E) ve 2010/31 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. 1-Somut olayda, avukat olan sanığın katılanın vekili olduğu, İzmir İl Özel İdaresi tarafından katılan E.. Ö..'ye karşı açılan kamulaştırma bedelinin tespiti davasında yapılan yargılama sonucunda; kamulaştırma bedeli olarak sanığın müvekkili olan katılan E.. Ö..'ye verilmesine karar verilen 7.499 TL kamulaştırma bedelini, 06.04.2007 günü vekaleten tahsil ettikten sonra katılana ödemediği, katılanın kamulaştırma bedelinin kendisine ödenmesi için yatırıldığı hesaptan sanığın tahsil ettiğini öğrenmesi üzerine, bu bedeli sanıktan istemesine rağmen iade etmediği iddia olunan olayda; sanığın suça konu kamulaştırma bedelini katılana ödediğini savunarak mahkemeye "Talimatımdır" başlıklı belge sunduğu, belgenin altında da işlem tanığı olarak G.. K..'nin imzasının bulunduğunun belirlenmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, "Talimatımdır" başlıklı belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak belge altında yer alan "Av.G.. T..'i bu iş ve ödemeler sebebiyle ibra eder kendisinden alacağım kalmadığını beyan ederim. 05.04.2007" yazısının belgeye sonradan eklenip eklenmediğinin belirlenmesi ve G.. K..'nin açık kimliğinin tespiti ile tanık olarak dinlenilmesinden sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108-152 sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece adli para cezasının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.