Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14195 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 441 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/25722MAHKEMESİ : Antalya(Kapatılan) 2. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/04/2010NUMARASI : 2009/431 (E) ve 2010/268 (K)Suç : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Somut olayda; sanık ile şikayetçinin arkadaş olduğu, olay günü sanığın acil bir telefon görüşmesi yapması gerektiğini söyleyerek şikayetçiden telefonu kullanıp iade etmek üzere istediği, şikayetçinin de bu maksatla telefonunu sanığa verdiği, sanığın şikayetçiden aldığı Nokia N73 marka cep telefonunu şikayetçinin dükkanın içine girmesini fırsat bilerek iade etmeyip telefonla birlikte oradan uzaklaştığı ardından telefonu sattığı sanık ikrarı, tanık ve şikayetçi beyanı, tutanak ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin sübutu kabul etmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Olayda zilyetliğin devrinin söz konusu olmaması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 Esas ve 2012/229 Karar sayılı kararı gereğince; eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek güveni kötüye kullanmak suçundan hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.