Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14178 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 385 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanıkların market işleten katılana giderek kaza yaptıklarını, kazaya karışan karşı tarafın hasar bedeli olarak sigara verdiğini, paraya ihtiyaçları olduğundan ellerindeki sigaraları satmak istediklerini söyleyerek 2.000 TL tutarında sigara alma konusunda anlaşıp parayı aldıktan sonra birlikte sigaraları almak üzere bir eve gittikleri, sanık ...'ın eve gittikten sonra para yeterli değil deyip sigaraları getirip teslim etmedikleri iddia edilen olayda; 1-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Sanık hakkında düzenlenen iddianamedeki eylemin dolandırıcılık suçuna ilişkin olması nedeniyle yağma suçundan suç ihbarından bulunup dava açıldığı takdirde davaların birlikte görülmesi gerektiği şeklindeki tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmeyip tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması da aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak; Temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin olunduğu halde, aynı gerekçeye dayanılarak, adli para cezasının belirlenmesine esas temel tam gün birim sayısının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla " 50 gün" ve "1.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün" ve "100 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Sanığın hüküm tarihinden önce, 08.01.2010 tarihinde öldüğünün UYAP'tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK' nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.