MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Şikayetçi hazine vekilinin birleştirme kararı verilen aynı mahkemenin 2007/130 Esas sayılı dosyası kapsamında katılma talebi kabul edilmiş ise de, birleştirilmesine karar verilen 2008/124 ve iş bu dosya kapsamında katılma talebi hakkında karar verilmediği, bu kapsamda katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçi kurum vekilinin 5271 sayılı CMK'nın 260. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek ve aynı kanunun 237 ve devamı maddeleri gereğince katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanıklardan ...'nin, kendisine ve ailesine ait yeşil kartlarının vize işlemlerini sanıklar ... ve ... isimli kişilere yaptırdıktan sonra bunları kullanarak kamuyu zarara uğrattıkları, aynı şekilde sanıklardan ...’ün diğer sanık ... ile birlikte toplam 11 adet yeşilkart sağlık karnesinin 06.06.2006-06.06.2007 tarihlerini kapsayan vize işlemlerini sahte olarak düzenledikleri ve sanık ...’ın bu yeşilkartlardan 4 adediyle ilaç almak suretiyle haksız yere yarar sağladığı, yine sanıklardan sanık ...’in kendisine ve üç aile ferdine ait toplam 4 adet yeşilkart sağlık karnesinin vizelerini yaptırmak üzere sanık ...’a verdiği, ancak söz konusu vizelerin de sahte olarak düzenlendiklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanıklar ... (... tarafından kullanılan yeşilkart eylemine ilişkin), ... ..., ..., ..., ... haklarında verilen hükümlere yönelik yapılan incelemede; Sanıklar ... ..., ... ve ...’nin, ekonomik ve sosyal durumları da dikkate alındığında suç tarihi itibariyle yeşil kart alma haklarının bulunduğu, kartların vize sürelerini uzatmalarının onların yasal hakkı olduğu, bu sanıkların sadece uzun süre beklememek, sıraya girmemek ve bir an önce yeşil kart vizelerini yaptırmak amacıyla yeşil kart bürosunda çalıştıklarına inandıkları kişilere vize işlemlerini yaptırdıkları, esasen yeşil kart bürosuna başvurmaları halinde zaten vizenin uzatılacağı açıkça anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı; diğer sanıklar ... ve ...’nin ise, başından itibaren suçlamaları kabul etmemesi, sanıklar ...’nin çelişkili beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tüm sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında (... tarafından kullanılan yeşilkart eylemine ilişkin) resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık ...’ün aşamalardaki tüm beyanlarında fotoğrafından teşhis etmiş olduğu ...’ın suça konu yeşilkartları kendisine düzenlediğini beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, usulüne uygun bir şekilde yüzleştirme işleminin yapılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, yazılı gerekçelerle beraatına hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.