Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14129 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23692 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/107149MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/01/2012NUMARASI : 2011/292 (E) ve 2012/55 (K)Suç : Mala zarar verme, hakaretDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı ya da benzer olması aranmalıdır. Fail sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Sanığın katılanın ablası ile geçmişte arkadaşlık yaptığı ve aralarındaki husumet nedeniyle katılana öfkelenen sanığın suç tarihinde katılanın evinin otoparkında bulunan katılana ait 34 T.. plaka sayılı aracın 4 lastiğini patlattığı, aracın öne ve arka camlarını kırdığı ve aracın ön kaput kısmına sert cisimle '' sinkaflı'' sözcükler yazdığı ve sonrasında katılanı telefonla arayarak ''aşağı in aracına bak'' dediği iddia olunan olayda, sanığın eşiyle barışmak için bacanağının evine gittiğini ve saat 01:30’a kadar orada kaldığını, otoparkın bulunduğu sitenin güvenliğinin olduğu ve güvenlik kamerasının bulunduğunu savunması, katılanın 054...... numaralı hattan sanığın kendisini aradığını beyan etmesi, 08/02/2012 tarihli GSM operatöründen alınan cevabi yazıda anılan hattın S.. K..’a ait olduğunun belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için hat sahibi gözüken Sibet Koç isimli şahsın tanık sıfatıyla dinlenilmesi, hat kendine ait ise başkasına verip vermediğinin sorulması, 05416970179 numaralı hattın HTS kayıtlarının çıkarılarak arayan ve aranan numaralar üzerinden kime ait olduğunun tespiti, olay günü katılanı arayıp aramadığının belirlenmesi, aracın bulunduğu sitenin güvenlik görevlilerinin bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa tanık olarak beyanlarının alınması, sanığıneşinin ve bacanağının tanık sıfatıyla beyanının alınarak olay günü sanıkla birlikte olup olmadıklarının sorulması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Mala zarar verme ve hakaret suçlarını düzenleyen TCK’nın 125. ve 151. maddelerinde, hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak öngörülmesi ve sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmesine rağmen, aynı Kanunun 50/2. maddesine muhalefet edilerek ve hükümde çelişki oluşturacak şekilde uygulama maddesi gösterilmeyerek bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.