Tebliğname No : 11 - 2010/344397MAHKEMESİ : Sincan 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/10/2009NUMARASI : 2008/119 (E) ve 2009/160 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Müştekinin internet üzerinde gördüğü ilan üzerine, Sex Shop adlı firmaya çeşiti ürünler sipariş verdiği, sipariş bedelini kredi kartı bilgilerini telefonda vererek bu karttan ödediği, katılanın sipariş verdiği ve bedelini ödediği ürünlerin gönderildiği ancak katılan telefonda aranılarak, firma tarafından kredi kartından yanlışlıkla 2 kez para çekildiğinin, mükerrer çekilen miktarın katılanın hesabına iade edileceğinin bildirildiği, müştekinin telefonla aranması üzerine kredi kartının birden fazla kullanılıp kullanılmadığını araştırmadığını, bu olay üzerinden yaklaşık 4,5 ay geçtikten sonra müştekinin kullandığı 0543.... nolu cep telefonuna 0535 .... nolu cep telefonundan "beyefendi bize geçen sene yatırmış olduğunuz paranın iadesi yapılacaktır, bizimle bu numaradan irtibata geçiniz. Sex shop" şeklinde mesaj gönderildiği, katılanın belirtilen numarayı aradığında bir erkek şahısla konuştuğu, telefondaki şahsın müştekiye paranın iadesinin yapılması için Türkiye İş Bankasına ait bir kredi kartı numarası verilmesi gerektiğini belirttiği, bunun üzerine katılanın daha önce kredi kartı ile ilgili iptal işlemi yapılacağını bildiğinden iadenin bundan kaynaklandığını düşünerek şüphelenmediği ve mükerrer şekilde 230,00 TL'lik iadeyi alabilmek için bir tanıdığının İş Bankası kredi kartını alarak suç tarihinde kendisine mesaj çekilen 0535 .... numaralı cep telefonunu aradığı, arkadaşına ait kredi kartı numarasını verdiği, bunun üzerine 0535..... numaralı cep telefonundan müştekinin tekrar arandığı ve iadenin yapılacağı belirtilerek katılanın bir İş Bankası bankomatına yönlendirildiği, katılana telefonda yapacağı tüm işlemler ayrıntılı olarak anlatıldığı, iadenin yapılabilmesi için önce iade yapılacak hesaptan iadeyi yapacak hesaba havale yapılmasının gerektiği söylenerek, müştekinin ikna edildiği, telefondaki şahsın yönlendirmesi ile katılanın sanıklardan G.. E.. adına açılan 24201389101 numaralı İş Bankası hesabına önce 800,00 TL, ardından 230,00 TL olmak üzere toplam 1030,00 TL'lik havale yapıldığı, bu yapılırken katılanın işlem sonrası tüm paranın tekrar kullandığı kredi kartı hesabına geri gönderileceğini düşünerek havaleleri yaptığı ancak işlem sonrası telefondaki şahsın kendisiyle alay etmesi üzerine dolandırıldığını anladığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-Sanık G.. E.. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin temyiz incelemesinde,5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran katılan vekilinin haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2-Sanık M.. D.. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin temyiz incelemesinde;Sanık M.. D..'in telefonla görüştüğü müştekiyi kandırarak, müştekinin kredi kartı hesabından diğer sanık G.. E.. adına kayıtlı olan banka hesabına iki kez havale yaptırmak suretiyle toplam 1.030 TL menfaat temin etmekten ibaret eyleminde, bankanın ödeme aracı olarak kullanılması karşısında, sanığın eyleminin TCK'nın 157/1.maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f. maddesinde öngörülen bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.