MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Sanık ...'in .... ticarette bölge şefi olarak görev yaptığı, diğer sanık ...’ın ise aynı işyerinde mal teslimi ve tahsilat görevlisi olarak görev yaptığı, sanıklardan ...'in katılanın yazıhanesinde bulunan fatura koçanından rızası hilafına alınmış olan 33149 seri numaralı faturayı kullanarak, tanık ...'ın yetkilisi oluğu .... Gıda isimli şirkete 14.300+1.144 TL mal ve KDV bedeli toplam 15.444.00 TL karşılığında çay satışı yaptığı sanık ...’in malı şirkete teslim ettiği, Sanık ...'in de düzenlediği .... seri numaralı faturayı anılan şirkete yetkilisine vererek malın bedelinin bir kısmını tahsil ettiği, anlaşılan olayda sanık ...'in eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu diğer sanık ...’ın eyleminin yardım etmek suretiyle belirtilen suça iştirak oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği halde aynı maddenin uygulanmasınada karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarından 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafların tamamen çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.