MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Beraat, mahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanık ...'ın, 1995 yılında vefat eden eşi...'in ölümünü kuruma bildirmeyerek kendisinden daha önceden almış olduğu vekaletname ile 2005 yılına kadar Ziraat Bankasından yetim maaşı çektiği, 2005 yılından sonra da bankamatik kartıyla maaş çekmeye devam ettiği, ancak eşi adına olan hesabın... İlçesi Ziraat Bankasına aktarılması nedeniyle sanığın bankamatik kartıyla 22.10.2007 tarihinden itibaren hesaptan para çekemediği, bunun üzerine birikmiş olan maaşları çekmek amacıyla ölen eşinin kimlik bilgileri ile kızı olan diğer sanık ...'nın fotoğrafını kullanarak sahte bir şekilde oluşturduğu nüfus cüzdanıyla birlikte 16.4.2008 tarihinde ... Ziraat Bankasına gittiği ve diğer belgelerle sahte nüfus cüzdanını ibraz ederek eşinin kısa bir süre sonra geleceğini ve hesapta bulunan 2.835 TL'yi çekeceğini söylediği, akabinde sanık ...'nın da bankaya geldiği ve banka görevlisinin şüphelenmesi nedeniyle evrakları imzalamadığı, bilahare maaşı çekemedikleri bu şekilde sanıkların birlikte hareket ederek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1- Sanıklar ... ile ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde ; Mahkemenin, babası tarafından ikna edilerek bankaya imza atmaya gelen ancak imza atmayarak geri dönen sanık ...'nın eyleminden ihtiyari ile vazgeçtiği ve bu aşamaya kadar suç oluşturacak bir hareketinin bulunmadığı, diğer taraftan eylemi gerçekleştirmek için kullanılan kimlik belgelerinin yetkililer açısından aldatma kabiliyeti taşımadığı ve banka görevlisince ilk bakışta sahteliklerinin fark edildiği, bu nedenle atılı suçların unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Sanığın, eşinin ölümünden sonra onun adına Emekli Sandığı tarafından Türkiye Ziraat Bankası ... Şubesi’ndeki hesabına çeşitli tarihlerde yatırılan emekli maaşını bankamatik kartı ile ATM’den çektiğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK'nın 245/1, 43 maddelerine uyan göre Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.