Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13930 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21559 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : Mahkûmiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.... Koruma Başkanlığı'nda bekçisi olan sanık ...’un, yönetim kurulu başkanı olan temyiz dışı sanık ... tarafından sözlü olarak koruma parası tahsili ile yetkilendirildiği, sanık ...’un bu yetkisini istinaden mühürlü ve mühürsüz makbuzlarla çiftçilerden koruma parası tahsil ederek zimmetine geçirdiği; bu şekilde hizmet ilişkisi nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olduğunun iddia edildiği olayda;1- ... Başkanlığı'nın bekçisi olan sanığın para tahsil ve toplama yetkisinin Köy Kanunu gereğince bulunmadığı, bu nedenle eylemin TCK 155/1 maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması2- Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK'nın 155/2 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği nin gözetilmemesi, 3- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.