Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13927 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22311 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/341948MAHKEMESİ : Kars Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/06/2010NUMARASI : 2009/50 (E) ve 2010/156 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Katılanların, sanığa ait tarım arazilerini kiraladıkları ve bu araziler üzerinde tarımsal faaliyette bulundukları, ancak sanığın katılanlara kiralamış olduğu tarlaları kendi adına İlçe Tarım Müdürlüğü'ne bildirimde bulunmak sureti ile hak etmediği halde 2535 TL doğrudan gelir desteği aldığı ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın, başkasına kiraladığı kendi tapulu taşınmazı için başvuru yaptığı dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için, suça konu arazilere gerçekten ekim yapılıp yapılmadığının tespiti, taşınmazı kiralayan müştekilerin, belirtilen yılda söz konusu taşınmaz için doğrudan gelir desteği başvurusunda bulunup bulunmadıklarının araştırılması, taşınmazlar için sanık dışında başka birine ödeme yapılıp yapılmadığı, kiracıların mal sahibi olan sanığa başvuruda bulunmaya rızasının bulunup bulunmadığı kiracı müştekilerden sorulması ve dğrodan gelir desteğine ilişkin mevzuatın dosya içerisine getirtilerek sanığın desteğini almaya hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre kurum zararının oluşup oluşmadığının kesin olarak tespiti ile, buna göre suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.