Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13907 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20742 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Petrol istasyonu sahibi olan katılanın, sanık ...’dan motorin satışı sebebiyle 3400 TL alacaklı olduğu, katılanın ....aleyhine icra takibi başlattığı, daha sonra...’nın 8.000 TL’lik çek vererek alacaklı katılan ile anlaştığı, sonrasında sanık ...’nın diğer sanık ... ile birlikte katılanı arayarak borcunun çek meblağından daha düşük olduğunu, bu sebeple daha düşük miktarlı çek vermek istediklerini beyan ettikleri, katılanın teklifi kabul ettiği, sanıklardan ....’nin 4.250 TL’lik, keşidesinin tanık ... olan çeki getirerek katılanın iş yerinde çalışan tanık....’e vererek 8.000 TL meblağlı çeki geri aldığı, ayrıca sanık ...’nin borç miktarı ile çek bedeli arasında kalan 850 TL’ye karşılık olarak da .... plakalı aracına motorin aldığı, daha sonra katılanın suça konu çeki, .... ilinde galericilik yapan tanık ...'ya verdiği, çekin bankaya ibrazında çalıntı olduğunun anlaşıldığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanıklar tarafından işlendiği anlaşılmakla, haklarında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak,Sanıkların önceki borçlarına ilişkin, katılana vermiş oldukları 8000 TL'lik çeki geri almak için suça konu 4250 TL'lik çeki verdikleri, üste kalan miktar olan 850 TL'lik de akaryakıt aldıkjlarının kabul edilmesi karşısında, sanıkların suça konu 4250 TL'lik çeki önceden doğan borçları ilişkin olarak verdikleri dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmadığı, ancak sonrasında çekten kalan meblağ için akaryakıt aldıkları bu aşamada üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğu, dolayısıyla suçtan elden edilen menfaatin çek bedeli değil yalnızca alınan akaryakıt bedeli olan 850 TL olduğu dikkate alınmayarak, sanıklar hakkın adli para cezasına hükmedilirken çek bedelinin tamamının hükme dayanak alınması suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ''425 gün'', ''354 gün'' ve ''7080 TL'' adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla '' 85 gün '', '' 70 gün '', '' 1400 TL '' adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.