Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13898 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22360 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2011/24038MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9.Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/06/2010NUMARASI : 2009/173 (E) ve 2010/184 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın bir otelde piyanist olarak çalışırken arkadaşları olan katılanlara, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında hisse alım satımı yaparak çok iyi kar elde ettiğini, kendisine para vermeleri halinde kar ettireceğinden bahisle kandırmak suretiyle paralarını aldığı, başlangıçta kar payı ve kazandığına dair inandırıcı olması için küçük miktarlarda aylık bir miktar para dağıtımı yaptığı, bu şekilde kendisine daha fazla kişinin para vermesini sağladığı, ilk paralarını aldığı kişilere sonrakilerden aldığı paralardan bir kısmını yine kar payı diye dağıtıp inandırıcılığını kuvvetlendiren sanığın, bu yolla katılanlar J.. T..'dan 159.150 TL, M.. Ş..'den 56.000, P.. Ş..'den toplam 40.000 TL, B. B.'dan 35.830 TL, P.. D..'den 45.000 TL para aldığı, sonrasında aldığı bu paralar ile ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın borsada yapmış olduğu işlem kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenerek sanığın katılanlardan almış olduğu paraları borsaya yatırıp yapılan işlem esnasında zarar ettiğinin tespiti halinde eylemin hukuki ihtilaf kapsamında olacağı alınan paraların borsada hiç işleme sokulmadığının tespiti halinde ise, dolandırıcılık suçunu oluşturacağı değerlendirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.