Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13857 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21618 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/269151MAHKEMESİ : Aybastı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/03/2010NUMARASI : 2008/103 (E) ve 2010/13 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Temyiz dışı İ.. Ç..’in katılan Davut ile irtibata geçerek, kendisinin de evlenme işlerine yardımcı olan şahısların Davut için de bir bayan bulabileceğini ifade etmesi üzerine katılan Davut ile İ.. Ç..’in Fatsa ilçesine giderek sanık Ayhan ile buluştukları, katılanın Ayhan isimli şahsın gösterdiği temyiz dışı sanık A.. A..’ı beğenerek evlenmeyi kabul ettiği, bu esnada 3.500 TL parasını sanık Ayhan ve yargılama aşamasında yakalanamayan Ramazan isimli şahıslara verdiği, Ayşe ile evlenme planları yaptığı, sanık Ayşe’yi Kabataş ilçesine getirerek tanıklar B.. U.. ve T.. K..’ın beyanlarında da belirtildiği üzere sanık A.. A..’a çeşitli sayıda bilezik, saat ve elbise aldığı, yine sanık Ayhan’ın istemesi üzerine Ayhan’a 300 TL daha para verdiği, böylece katılanın yaklaşık 7.500 TL’ye yakın bir masraf yaptığı, katılan ile Ayşe’nin 10 gün kadar gayri resmi şekilde evli bir biçimde yaşadıkları, bundan birkaç gün sonra Ayşe’ye bir telefon gelerek yengesinin öldüğünün bildirildiği, Ayşe’nin bu durumu katılana söyleyerek Kırıkkale’ye gideceğini belirttiği, katılanın buna müsaade ettiği, Ayşe’nin o gün ayrılarak gittiği ve bir daha katılana ait eve dönmediği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanın 05.11.2008 tarihli duruşmadaki " ...sanık Ayşe ile 12-13 gün birlikte yaşadım..." şeklindeki beyanı ve tanıkların da bu durumu doğrular nitelikteki beyanları karşısında, katılan ve temyiz dışı sanık Ayşe'nin aynı evde kalmaları, hatta katılanın beyanına göre birlikte katılanın çocuğuna misafirliğe dahi gitmeleri gibi hususlar dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı, tarafların bir araya gelmelerine aracılık yapmaktan öte suç tanımına uyan fiili bulunmayan sanık A.. K.. hakkında beraat kararları verilmesi yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 325. maddesi uyarınca bozmanın hükmü temyiz etmeyen hükümlü A.. A..'a teşmiline, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.