Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13847 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20735 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Adli para cezası tayin edilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK 223/6. maddesine muhalefet edilmesi mahallinde eklenmesi mümkün görülmüştürDolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın çalışmak amacıyla... ilçesine geldiği, burada lokantasında yemek yediği sanık ... ile tanıştığı, bekar olduğunu söylemesi üzerine sanık ...'in kendisini evlendirebileceğini söylediği, iş bitiminden sonra köyüne dönen katılanı aradan 10 gün süre geçtikten sonra arayan ....'in evleneceği kızı bulduğunu söyleyip katılanı ...'ye çağırdığı, ....'ye gelen katılanı, sanık ... ile isminin ... olduğunu söylediği ve evleneceği kişi olarak gösterdiği sanık ...'nun karşıladıkları, sanıklar ile saat:14.30'da kadar birlikte olan katılanın aynı gün köyüne döndüğü, bir hafta boyunca sanık ... ile telefon görüşmesi yaptıktan sonra 03.09.2009 günü ...'de buluşmak üzere anlaştıkları, katılanın sabah saat:09.00 sıralarında yanında ablası, eniştesi, halası, babası ve araç sahibi aracı kullanan .... ile ...'ye geldikleri, kendilerini karşılayan sanık ...'in, ...'nün baba evine götüreceğini söyleyerek katılan ve yakınlarını temyiz dışı sanık ...'in evine götürdükleri, ...'in gelenleri katılanın evleneceği ... takma isimli sanık ..., babası olduğunu söylediği temyiz dışı sanık ..., üvey kardeşi olduğunu söylediği sanık ... ve...'in eşi olduğunu söylediği sanık ... ile tanıştırdığı, sanık ...'in düğün yapma karşılığı katılandan 1000 TL, 6 cumhuriyet altını, bir yüzük, bir küpe ve bir takım elbise istediği, katılanın ekonomik durumunun iyi olmadığını söylemesi üzerine 800 TL bir yüzük, bir küpe ve 5 adet Cumhuriyet altını alınması için anlaştıkları, katılandan 800 TL'yi alan ...'in evden ayrıldığı, katılanın, sanıklar ... ve... ile birlikte giderek kuyumcudan 300 TL karşılığı küpe ve yüzük satın aldığı eve döndüklerinde ayrıca ...'ya 5 adet cumhuriyet altını taktığı, bir süre sonra katılan ve yakınlarının ...'yu da alarak evlerine gitmek için vedalaşmak istediğinde sanık ...'nun ağabeyleri ile vedalaşmak istediğini söylemesi üzerine araçla onun tarif ettiği bir sokağa gittikleri, burada ...'nun açık kimliği belirsiz erkek bir şahısla kısa bir görüşme yaptıktan sonra diğer ağabeyi ile görüşmek üzere araçla hareket ettikleri, bir süre dolaştıktan sonra yine bilmedikleri bir yerde ...klarında ...'nun yanındaki erkek şahıs ve katılan ile birlikte büyük ağabeyini ziyaret edeceğini söyleyip araçta bulunan katılanın yakınları ile sanık...'i bırakıp ayrıldıkları, biraz ilerledikten sonra katılanı marketten su alması bahanesi ile araçtan indirdikten sonra olay yerinden kaçtıkları bir daha da katılanın sanık ...’ya ulaşamadığı , sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanıklar tarafından işlendiği anlaşılmakla haklarında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ''30 gün'' ve ''600 TL'' adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ''5 gün'' ve ''100 TL'' adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.