Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13829 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20658 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2011/152994MAHKEMESİ : Gemlik 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/12/2007NUMARASI : 2006/660 (E) ve 2007/421 (K)Suç : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suça sürüklenen çocuğun, şikayetçi Gökhan'a annesini arayacağını söyleyerek Nokia 6020 marka cep telefonunu istediği, telefonu alarak konuşur gibi yaptığı ve koşarak kaçtığı, şikayetçinin telefonunu istemesine rağmen iade etmediği, bu eylemiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;1-Her ne kadar mahkemece suça sürüklenen çocuğun eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu yönünde karar verilmişse de; suça sürüklenen çocuğun, annesini arayacağını söyleyerek şikayetçinin cep telefonunu aldığı, konuşur gibi yaparak kaçtığı ve telefonu başkasına sattığı şeklinde gerçekleşen eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,2-Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,3-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek suça sürüklenen çocuğa fazla ceza tayini,4- TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca hapis cezası adli para cezasına çevrilen suça sürüklenen çocuk hakkında “Ödenmeyen adli para cezasının 5275 sayılı Kanunun 106/11. maddesi uyarınca tahsiline” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.