MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;Sanığın şikayetçinin çalıştığı kebap salonuna sipariş verdiği, şikayetçinin sipariş adresi olan ... Dersanesine geldiğinde kapıda şikayetçiyi karşılayan sanığın şikayetçinin beraberinde getirdiği 90,00 TL para üstünü alıp üzerinde bulunan 35,00 TL bozuk parayı da alarak yemeği ... Apartmanına götürmesini söylediği ve bir sipariş daha verileceğini, parayı ... Dersanesine gelip almasını söylediği, şikayetçinin ... Apartmanını bulamaması üzerine ... Dersanesine geldiğinde sanığın bahsi geçen yerde çalışmadığını, sanığın kendisini kandırdığını öğrendiği olayda, mahkemenin "dolandırıcılık" suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında belirlenen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan yasa maddesinin 5237 sayılı TCK'nın "50/1-a maddesi" yerine "52. maddesi" olarak gösterilmesi suretiyle, CMK'nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ile ilgili kısımdaki "52/1-2-3" ibaresi yerine "50/1-a" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.