Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13668 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21714 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/337346MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2009/690 (E) ve 2010/285 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanıkların, müştekinin işlettiği dükkana gelerek 3 TL tutarında üçü bir arada tabir edilen neskafe ve 1 adet hurma paketi satın aldıkları, sanık Ümmü'nün müştekiye 50 TL uzatıp verdiği sırada diğer sanığın'' dur, bende bozuk var, 50 TL 'yi geri ver'' diyerek müdahale etmesi üzerine müştekinin 50 TL'yi sanık Ümmü'ye geri verdiği, bu arada sanık Ümmü'nün '' sen yine de 50 TL'yi boz'' diyerek müştekiden vermediği 50 TL'nin karşılığı 2 adet 20 TL ve 1 adet 10 TL'yi aldığı, aynı anda 10 TL'yi müştekiye uzatarak 3 TL'yi almasını istediği, kafası karışan müştekinin 7 TL'yi de sanıklara verdiği, sanıkların para üstünü aldıktan sonra dükkandan çıkıp ortadan kaybolduklarının anlaşıldığı olayda, eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanıkların olumsuz kişilikleri ve suç işleme eğilimleri gerekçe gösterilerek haklarında CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş olması karşısında tebliğnemedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıkların 50 TL vermeden para üstü alıp dükkandan ayrılmalarının ardından, olayı farkedip peşlerine düşen müştekinin yanlarına geldiğini görünce ''kusura bakma unutmuşuz'' diyerek 50 TL'yi müştekiye verdiklerinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.