Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13645 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20817 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/237150MAHKEMESİ : Adana 12. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/02/2010NUMARASI : 2009/305 (E) ve 2010/149 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık İ.. G..'in suç tarihinde birlikte yaşadığı diğer sanık S.. Ö..'a ait Mıtsubıshı L-300 marka 1998 model ... plakalı aracı 10.288TL karşılığında noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile şikayetçiye sattığı ve parasını da aldığı, sanık S.. Ö..'un da bu satış sözleşmesini imzaladığı, aracın şikayetçiye teslim edildiği, ancak araç üzerine sanıkların borçları nedeniyle konulan haciz sebebiyle 18.12.2008 günü Fatih Polis Merkezince aracın yakalanarak bağlandığı, sanıkların üzerinde ihtiyati haciz bulunan aracı şikayetçiye hileli hareketlerle satıp şikayetçiyi dolandırdıkları iddia olunan somut olayda mahkemenin sübutu kabul etmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine,incelenen dosya kapsamına göre,sanığın sair temyiz itirazlarının reddine;Ancak,Hükmolunan hapis cezası yanında takdir olunan temel tam gün birim sayısının TCK'nın 52/1-2. maddesi tatbik olunarak adli para cezası miktarının belirlenmemiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.