Tebliğname No : 11 - 2010/290892MAHKEMESİ : Kuşadası 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/06/2009NUMARASI : 2008/54 (E) ve 2009/348 (K)SUÇ : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için ise; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması,rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanık S.. G..'un, K. B.isimli şahsa ait sürücü belgesini sokakta bulduğu, ardından belge üzerindeki fotoğrafı kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle değiştirerek, şikayetçi K.. K..'a ait oto kiralama firmasına gidip, sahte ehliyeti ibraz etmek suretiyle ... plakalı aracı kiraladığı, kira süresi sonunda aracı getirmediği ve sahte ehliyete de ulaşılamadığı somut olayda; eylemin Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan sürücü belgesinin kullanılması suretiyle işlendiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle" nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son madde hükmü uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.