Tebliğname No : 11 - 2010/318592MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/04/2010NUMARASI : 2010/20 (E) ve 2010/61 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanık E.. Ö..'in Karabük T. Bankası Şubesi'ne 20/06/2009 tarihli katılan Y.. Y.. imzalı ... numaralı 15.000 TL bedelli çeki tahsil etmek amacıyla ibraz ettiği, söz konusu çekle ilgili olarak banka görevlilerince yapılan imza teyidinde çekteki imzanın yetkili çek keşidecisine ait olmadığının bildirilmesi üzerine, sanıklar hakkında tahkikata başlanıldığı, sanık E.. Ö..'in çeki babasının R. Ç. isimli bir şahıstan aldığını, çeki babasının kendisine vermesi üzerine tahsil etmek üzere bankaya götürdüğünü, bankada çekin sahte olduğunu öğrendiğini savunduğu, sanık Y.. Ö..'in ise R. Ç. isimli şahısla kapı yapımı konusunda anlaştıklarını, şahsın kendisine suça konu 15.000 TL'lik çeki verip telefon numarası olarak ... numaralı hattı bıraktığını, çekteki imzanın kendisine ait olmadığını bildirdiği, çek üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde çekin renkli kopya şeklinde tamamen sahte olarak düzenlendiği, keşideci imzasının keşideciye ait olmadığı, sahteciliğin ilk bakışta kolaylıkla dikkati çekmeyeceği, aldatma kabiliyetine haiz olduğunun saptandığı, sanık Yunus'un bildirmiş olduğu R. Ç. ile ilgili yapılan araştırmada bu şahsa ilişkin herhangi bir belgeye ulaşılamadığı, ayrıca ... numaralı hatla ilgili olarak telekomünikasyon iletişim kurulu başkanlığının 16/09/2009 tarihli yazılarında herhangi bir kayıt bulunmadığının bildirildiği somut olayda; dosyada bulunan 21.12.2009 tarihli polis kriminal laboratuvarı raporunda, suça konu çek üzerindeki yazılar, keşideci imzası ve ciranta imzası ile sanıkların yazı ve imzalarının karşılaştırıldığı, ancak ancak incelemenin sıhhati açısından sanıkların daha fazla yazı ve imzasının gönderilmesi halinde inceleme yapılacağı belirtildiği halde, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından sanıkların bol sayıda yazı ve imza örnekleri temin edilip, çek üzerindeki yazılar, keşideci imzası ve ciranta imzasının sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor temin edildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle beraat kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.