Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13571 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21886 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/269199MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/06/2010NUMARASI : 2007/956 (E) ve 2010/494 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanık H.. D..'in, sözde bakanlık makam şoförü olduğunu, geniş bir çevresi olduğunu, parti ve bakanlık kanalı ile birçok gence iş bulduğunu, katılanlar C.. K.. ve R.. G..'e de kendilerini işe sokabileceğini söyleyerek her ikisinden 270'şer TL para, 500 kontör ve bir kısım belgeler aldığı, daha sonra da telefon ederek tekrar para istediği, bu durumdan şüphelenen katılanların gerçekte sanığın bakanlıkta çalışmadığını öğrendikleri ve Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdukları, sanığa yakalanması amacıyla ikinci kez seri numaraları kolluk tarafından tespit edilen dört adet 50 TL'lik banknottan oluşan 200 TL para gönderdikleri, paranın teslimi sırasında sanığın yakalanmasını sağladıkları, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın hileli hareketleri her iki katılana da aynı anda yaptığı ve her iki katılandan da aynı anda menfaat temin ettiği gözetilerek atılı eylemin tek suç olarak kabul edilip TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması gerekmesi karşısında, katılan sayısınca suç oluştuğundan bahisle sanık hakkında fazla ceza tayini,Kabule göre de;Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.