Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13533 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22433 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/249916MAHKEMESİ : İzmir 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/12/2009NUMARASI : 2009/91 (E) ve 2009/379 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşmas?? için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanığın, 17.11.2007 tarihinde ölen eşine ait yaşlılık aylığını eşi sağ iken 11.05.2006 tarihinde Afşin Noterliğinin 2678 yevmiye numarası ile verdiği vekaletname gereği tahsil ettiği somut olayda; dosya içerisindeki hesap özeti, tahsilat makbuzu, ilgili kurumlarının yazıları ve sanığın savunmasına göre; eşinin hesabına yatan 251,00 TL parayı onun cenaze masraflarını karşılamak amacıyla çektiğinin anlaşılması karşısında suç işleme kastı ile hareket etmediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 3. fırkası uyarınca aynı maddenin c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun "sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu dışındakiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.