Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13504 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22449 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2011/2153MAHKEMESİ : Düzce Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/06/2010NUMARASI : 2010/141 (E) ve 2010/223 (K)SUÇ Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü: Dolandırıcılık suçu oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu'nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler,bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Katılanın, bir süre sanığa ait bisiklet dükkanında tezgahtar olarak çalıştığı, kendisine K. Finans'tan telefon gelen telefonda sanığa ait işyerinden satın aldığı motosiklet için kullandığı kredi borcunun taksitlerini yatırmadığının bildirildiği, K. Finans'ın dosya arasındaki yazılarından sanık ile aralarındaki anlaşma gereğince sanığın sattığı bisikletler için kredi kullanmak isteyenlerin müracaatlarını internet üzerinden yaptığı, bankanın onay vermesi üzerine kredi bedelinin satıcının hesabına ertesi gün yatırıldığı, sanığın işyerindeki klasörde bulunan katılanın kimlik bilgilerini kullanma suretiyle sanki ona motosiklet satmış gibi dört defa kredi talebinde bulunduğu, bunlardan ilk üçünü iptal ettiği, sonuncu kredinin bedeli olan 5.000,00 TL'yi aldığı, bir kısım taksitleri yatırıp kalanını ödemediği, bunun üzerine katılan aleyhine K. Finans tarafından 3.131,51 TL üzerinden icra takibi başlatıldığının iddia edildiği somut olayda; sanığın 8.4.2009 tarihli kollukta verdiği ifadesinde, işleri iyi gitmediği için katılanın adına kredi kullandığını, kriz nedeni ile taksitlerin geri kalanını ödeyemediğini söylemesine rağmen kovuşturma aşamasında kendisinin işyerinin dışındaki işler ile ilgilendiğini, kardeşi Muhsin Sevim'in katılan adına kredi kullanmış olabileceğini söylemesi karşısında M. S.'in duruşmada dinlenmesi, kredi bedelinin kimin hesabına yatırılıp, kim tarafından tahsil edildiğinin araştırılması, Ko Finans'ın 24.02.2010 tarihli yazısında ödenen kredi taksitlerinin internet üzerinden gönderildiğini bu nedenle kim tarafından ödeme yapıldığını bilmediklerinin bildirilmesi karşısında, sanığın banka hesaplarından internet üzerinde kredi taksiti ödeyip ödemediği incelenerek sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken sanığın kardeşinin kredi başvurusu yapmış olabileceğine ilişkin savunmasına neden itibar edilmediği açıklanmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,Kabule göre de:Dosya içerisine alınan ve katılan aleyhine başlatılan icra takibine konu ödeme emrine göre K. Finans A.Ş'nin zararının 3.131,51 TL olduğunun anlaşılması karşısında TCK'nın 158/1-son maddesi gereğince hükmolunacak adli para cezasının suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.