Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13498 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21078 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2011/213403MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/02/2011NUMARASI : 2010/431 (E) ve 2011/68 (K)Suç : Dolandırıcılık, Özel belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, aynı mahalleden tanıdığı katılanla samimiyet kurduğu ve ona iş bulacağından bahisle katılandan ikametgah belgesi ve nüfus cüzdan fotokopisi aldığı, katılanın kimliği ile ..., ..., ... numaralı cep telefonu hatlarını satın aldığı ve abonelik sözleşmesi imzaladığı, abonelik sözleşmesi için sahte olarak düzenlediği kendi resminin yapışık olduğu katılanın kimlik bilgilerini taşıyan kimlik fotokopisi sunduğu ve kullandığı bu telefonların borcunu ödemediği için katılan hakkında İzmir 9.İcra Müdürülüğü’nün 2005/13467 numaralı dosya üzerinden toplam 1.092,93 YTL alacak için icra takibinde bulunulduğu, sanığın sahte oluşturduğu nüfus cüzdanı için daha önce yargılanıp ceza aldığı iddia edilen olayda;Sanığın sahte kimlikle imzaladığı suça konu sözleşmelerden yalnızca ... numaralı hatta ait sözleşme suretinin dosyada bulunduğu, İzmir İcra Müdürlüğü’nün 2005/13467 esas sayılı icra dosyasının ... numaralı hattın tahakkuk eden borcuna ilişkin olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında suç tarihi itibariyle lehe olan kanunun uygulanmasının ve zamanaşımının tespiti açısından kuşkuya yer bırakmayacak şekilde suç tarihinin belirlenmesi amacıyla suça konu hatların hangi tarihe kadar kullanıldığının, her bir hattın borç tarihi ve miktarlarının varsa icra takibine ilişkin belgelerin GSM operatörü ve ilgili icra dairesinden sorularak ve anılan hatlara ilişkin sözleşmeler getirtilmek suretiyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.10.1994 gün ve 199-215 E.-K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere sahte biçimde düzenlenip kullanılan özel belgelerin dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturması halinde, 765 sayılı TCK'nın 345. ve 503. maddelerinin ihlal edilmesine karşılık eylem tek olduğundan her bir suçtan değil, aynı Kanun'un 79. maddesi gereğince cezası ağır olan suçtan cezalandırılması gerektiği de gözetilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.