Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13491 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21480 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/253963MAHKEMESİ : Denizli 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/03/2010NUMARASI : 2009/11 (E) ve 2010/71 (K)Suç : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir.Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır. Sanığın Denizli-Akkale Belediye Başkanı Zekeriya ve muhasebeci Pınar'ı bir kaç kez telefonla arayarak kendisinin Sayıştay üyesi olduğunu, Sayder isimli derneklerinin bulunduğu, belediye kanun ve uygulamaları için dergi çıkardıklarını, yıllık abonesinin 1.000 TL olduğunu, dergiye abone olunursa yararlı olacağını söylediği, sanığın dernek hesabı olarak verdiği Vakıflar Bankası Finans Market Ankara Şubesindeki hesaba 1.000 TL dergi abone parasının 12.03.2008 tarihinde yatırıldığı, paranın sanık tarafından kendi adına olan hesabından bankanın Antalya Lara şube ATM'sinden aynı gün çekildiği, sanığın mağdur Belediye Başkanlığı'na Sayder Uzman Denetçiler Derneği amblemli 26.02.2008 tarih 00845/22 sayılı aboneliğin başlatıldığına ilişkin yazı ve Maliye Dernek Gelirleri Alındı Belgesi adında ... nolu belgeyi gönderdiği, bu belgelerin sahte olduğu ayrıca sanığın telefonda bahsettiği dergilerin gönderilmediği, sanığın bu şekilde dernek tüzel kişiliğini kullanarak kamu kurumu olan Akkale Belediye Başkanlığı zararına nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda; her ne kadar paranın çekildiği tarihte sanığın MEBS Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Mamak Ankara'da asker olarak görev yaptığı anlaşılmakta ise de, sanığın askere gitmeden önce bankamatik kartını Cemil ve Barış Kardeş isimli şahıslara verdiğini, paranın çekilip çekilmediğini bilmediğini beyan etmesi karşısında bu şahısların açık kimlik ve adreslerinin araştırılarak olaya ilişkin beyanlarının alınması, sanık tarafından Belediye Başkanlığına gönderilen yıllık mevzuat üyeliği hakkında bilgi içeren sanığın adı ve hesap numarasının yer aldığı belgede bulunan telefon numarasının Mustafa Koçyiğit adına kayıtlı olmasın nedeniyle bu şahsında tanık sıfatıyla dinlenmesi sonucu tüm deliller değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.