Tebliğname No : 11 - 2010/215128MAHKEMESİ : Kırıkkale Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/02/2010NUMARASI : 2009/70 (E) ve 2010/30 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik, iftiraDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa dolandırıcılıktan değil, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.G. Bankası Kırıkkale şubesine, 30.000 TL bireysel destek kredisi için "kredi talep formunu" M.. Ç.. adlı gerçek kişinin kimlik bilgilerine göre imzalayan ve, 20/02/2009 tarihli ekspertiz raporuna göre; aynı kimlik bilgilerine göre hazırlanmış üzerinde kendi fotoğrafı yapışık, tamamen sahte üretilmiş F11 172021 seri no'lu nüfus cüzdanı, 11.08.2008 tarihli sahte ikametgah ilmuhabiri ile aynı tarihli imzasını havi İl Sağlık Müdürlüğünce yazılmış intibaı verilmek istenen sahte görev-maaaşında kesinti yoktur" içerikli yazısı ile başvuran sanığın; ilgili şubece kredisinin onaylanmasını müteakip, kredinin kullandırılması aşamasında (nüfus cüzdanı aslı ile şubeye başvurması istendiğinde) banka görevlisi tanık Neşe'nin ibraz edilen nüfus cüzdanından kuşkulanması üzerine şube müdürünce çağrılan ve intikal edince müdür Cemal'den suça konu nüfus cüzdanını alan emniyet görevlilerince yakalanıp, ilk mülakatta kendnisine kimliği sorulduğunda onlara "M.. Ç.." olarak adını söylemesi bu şekilde Şube Müdürlüğünce götürülürken yolda gerçek kimliğini açıklaması eylemlerinin "nitelikli dolandırıcılık; "resmi belgede sahtecilik"; "iftira" suçlarını oluşturduğu iddia olunan somut olayda;I)"Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından verilen "mahkumiyet" kararlarına yönelen sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,II)"Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması-iftira" suçundan verilen "mahkumiyet" hükmüne yönelen sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın, suçun mağduru hakkında adli veya idari soruşturma başlamadan önce iftirasından döndüğü anlaşılmakla hakkında TCK'nın 269/1. maddesinin tatbiki gerekirken yazılı şekilde aynı maddeninin 2. fıkrasıyla indirim yapılması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.