Tebliğname No : 11 - 2010/228552MAHKEMESİ : Adana 5. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/03/2010NUMARASI : 2009/315 (E) ve 2010/116 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Katılanın, G. Bankası Manavgat Çarşı şubesine ait ... numaralı hesabının olduğu, suç tarihinde sanığın katılanı arayarak Garanti Bankasından 100 TL bonus kazandığını söyleyerek kredi kartı numarasını ve annesinin kızlık soyadını sorduğu, elde ettiği bilgiler ile katılanın hesabından kendisinin kullandığı telefon hattına 130 TL’lik kontör yüklediği, daha sonra bankanın İller Bankası kavşağındaki şubesine gelerek burada bekleyen A.. K..'ya Antalya ilinden ağabeyinden kendisine para geleceğini, hesabının bulunmadığını söyleyerek ondan yardım istediği, Ahmet’in kart numarasını alarak telefon bankacılığı yolu ile katılanın hesabından diğer sanığın hesabına 1000 TL havale yaptığı ve bu parayı Ahmet’in hesabından çektiği, daha sonra bankanın Hastaneler kavşağında bulunan şubesine gelerek burada bekleyen M.. K..'e hastası olduğunu, kardeşinin Afyon'dan para göndereceğini söyleyerek ondan yardım istediği, Mehmet’in kart numarasını alarak telefon bankacılığı aracılığıyla katılanın hesabından Mehmet’in hesabına 1000 TL havale yaparak bu parayı aldığı olayda;5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 3/e maddesi uyarınca “Kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını” ifade ettiği, sanığın katılana ait kredi kartı bilgilerini haksız şekilde ele geçirip bu bilgileri kullanarak telefon bankacılığı aracılığıyla katılanın kredi kartı hesabından kendi telefonuna kontör yüklemesi ve başka hesaplara havale yapıp paraları çekmesi eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 245/1. maddesinde yer alan “Banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak" suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.