Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13443 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21006 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/278745MAHKEMESİ : Ümraniye 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/03/2010NUMARASI : 2009/1628 (E) ve 2010/165 (K)Suç : Dolandırıcılık, iftiraDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın katılan G.. G.. ve şikayetçi A.. M..’in kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanlarını kullandığı, önce katılan Garip’in kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanı ile şikayetçi Derya’nın mağaza sorumlusu olduğu işyerine giderek 3 adet dizüstü bilgisayar satın aldığı, daha sonra şikayetçi Derya’nın sorumlu olduğu aynı cadde üzerindeki diğer mağazaya bu kez şikayetçi Ahmet’in kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanı ile giderek tekrardan bilgisayar satın almak istediği sırada şikayetçi Derya’nın işyerine gelmesi üzerine sanığı görüp şüphelendiği ve polise haber vererek yakalanmasını sağladığı, sanığın kimliği belirlenemeyen başka bir şahısla şikayetçi T.. K..’ın işyerinden M.. A..’nun kimlik bilgilerini içeren sahte kimlik ile iki adet bilgisayar satın alındığı ve kamera kayıtlarında sanığın satın almaya gelen kişiyle birlikte olduğunun anlaşıldığı, sanığın kolluk tarafından yakalanmasından sonra A.. M.. sahte kimliği ile kendini tanıtarak işlem yapılmasını sağladığının iddia edildiği olayda; suçun Nüfus Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanının kullanılarak işlenmiş olması karşısında, eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanıkların mahkûmiyetlerine hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 07/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.