Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13431 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20920 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/262139MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/07/2010NUMARASI : 2009/773 (E) ve 2010/451 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, A. Ltd. Şti isimli firmadan satın aldığı ... plaka sayalı aracı galericilik yapan katılana satmayı teklif ettiği, yaptıkları pazarlık sonucunda 13.500,00 TL karşılığında aracın satışı konusunda anlaştıkları, katılanın araç bedelinin bir kısmını nakit bir kısmını da çek vererek ödediği, sanığın araç üzerinde rehinden başka herhangi bir sınırlama olmadığını söylemesine rağmen bir kaç gün sonra suça konu aracın haczedildiği, sanığın haciz işleminden kısa bir süre sonra alacaklı olarak görünen şahısla anlaşmalı olarak icra takibinin durdurulmasını sağlayıp aracı bir başkasına sattığının iddia edildiği somut olayda; kamu kurumu olan icra dairesinin kullanıldığı iddiası karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair delilleri tayin ve takdir görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.