Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13430 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20905 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/238411MAHKEMESİ : Kınık Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/09/2009NUMARASI : 2008/191 (E) ve 2009/144 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanların, sanıktan satın aldıkları araç karşılığında bir miktar nakit para verdikleri, kalan kısmı için ise senet düzenledikleri, senetlerin bir kısmını ödedikten sonra kalanlarını ödeyemeyecekleri için sanıktan aracı geri almasını istedikleri, sanığın kabul etmesi üzerine, araçtaki arıza nedeni ile Bergama'da H.. A..'ın işyerinde buluşup görüştüklerinde katılanların ödedikleri 9.100,00 TL para yerine 4.000,00 TL istemeleri üzerine aracı kullandıkları süre ve tamir masraflarını gözeterek sanığın 2.800,00 TL bedelindeki suça konu çeki keşide ederek katılanlara verdiği, süresinde bankaya ibraz edilen çekin ödemeden yasaklandığını öğrendikleri somut olayda; bir hukuki alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçunun soruşturmasının ve kovuşturmasının şikayete tabi olması ve hüküm verildikten sonra, katılanların, 29.06.2010 havale tarihli dilekçeleriyle şikayetten vazgeçtikleri dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 73/6. maddesi gereğince sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda beyanı saptandıktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.